28 Temmuz 2009 Salı

NAMIK ANT BENSON YAŞAM ÖYKÜSÜ

Namık Ant BENSON Kimdir? 30 Ekim 1969 tarihinde, İstanbulun Şişli ilçesinde, gözlerini dünyaya açmıştır. Dedesi; İstiklâl Harbi Gazisi Yüzbaşı (Kolağası) Ziya Beydir ve Kurtuluş Savaşı Madalyasına haizdir. Babası; devletin resmi arşivinde bulunan kayıtlara göre Kore Gazilerinden Yarbay (1942-18) Ömer Faruk BENSON dur. Vegas muharebeleri esnasında gazi olan baba, Birleşmiş Milletler ve Güney Kore Hükümetinin uygun gördüğü iki ayrı madalya ve beratlarına sahiptir. Koreden döndükten sonra ülke hizmetine devam eden Ömer Faruk BENSON, gece geç saatte aldığı emir doğrultusunda, 27 Mayıs 1960 müdahalesine katılmış olsa da, her ne hikmet ise emekli inkılap subayı (EMİNSU) ünvanı alamamış, duruma içerlemesi neticesi, emekliliğini istemiş, Türk Silahlı Kuvetlerinden ayrılmıştır. Hayatı boyunca Türklüğünden, Atatürkçülüğünden, Halkçılığından kesinlikle taviz vermeyen baba, 11 Temmuz 1980 tarihinde, erken yaşta, hayatını kaybetmiş, devlet töreni ile İstanbulda toprağa verilmiştir. Bayrağı ve haklı davasını; Amasya nüfusuna kayıtlı Ömer Farukoğlu Namık Ant BENSON a teslim etmiştir. Mahdum; ilk, orta, lise eğitim ve öğretimini İstanbulda, 15 Haziran 1992 tarihinde tamamlamıştır. Kadıköy Akşam Ticaret Lisesinden Bilgisayar, Muhasebe ve Daktilo eğitimi almak kaydı ile meslek sahibi olmuştur. Özel Sektörde yaptığı staj ve çalışmalar ile birlikte mesleki tecrübesini kazanmıştır. 1995-1996 döneminde Gaziantepte, Tuğg. Ahmet ÖZTEKER ve Tuğg. Dursun BAK komutasında vatan borcunu ödemiştir. Askeri teşkilatta görev yapmak isteği ile yanıp tutuşan Namık Ant BENSON bu hayalini; kendisini ispatlamak suretiyle, 14 Ocak 1999 tarihinden itibaren, Sivil Memur olmak kaydı ile gerçekleştirebilmiştir. 1-15 Şubat 1999 tarihleri arasında, Birlik Komutanı emriyle, kendisine ikmal kursu verilmiştir. 1999-2001 yılları arasında, 1'inci Ordu Muhabere İkmal ve Bakım Birliği (Selimiye/İSTANBUL)nde, Tesellüm Memurluğu yapmış, geçici olarak yaptığı Mal Sorumluluğu görevini de başarı ile yürütmüştür. Modernizasyon çalışmaları neticesi; birliğinin lağvedilmesi nedeni ile Komutanına birliği birlikte kapatma sözü vermiş, Birlik Komutanına ve Saymanlığa lağıv aşamasında fedakarlık göstererek yardımcı olmuştur. 2002 yılında, 1'inci Ordu Maliye ve Bütçe Başkanlığında, geçici olarak göreve başlayan Namık Ant BENSON, personelin içinde bulunduğu durumdan da etkilenerek, mesai mefhumu gözetmeksizin, üç ay boyunca, yapmış olduğu çalışmalar sonucu, TTF. ile ilgili yapılması gereken tüm işlemleri bitirmiş ve takdir edilmek suretiyle maaş mutemetliği bölümünden ayrılmıştır. 2003 yılında, çalışkanlığı ve mesai mefhumu gözetmediği görülen Namık Ant BENSON'un kadrosu, 1'inci Ordu Lojistik Bşk.lığı, İkm.ve Bkm.Ş., Ana Mlz.ve Yd.Prç.Ks.A. ne teklif edilmiş, K.K.K.lığının tertip emri ile Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni olarak ilgili kısımda hizmet vermeye başlamıştır. 02 Haziran 2003 tarihinde, Anadolu Üniversitesi, Açıköğretim Fakültesi, İktisadi ve İdari Programlar Bölümünün iki yıl süreli Büro Yönetimi Programını başarı ile bitirerek Ön Lisans Diplomasına sahip olmakla, eğitimini ve öğrenimini tamamlamıştır. Ordu Karargâhında çalışmaya başlamasının yanı sıra kendisine Hazırlayıcı İsth.Eğt. (İKK.) verilmiştir. (23-27 Ağustos 2004) Bu durum ile de yetinmeyen BENSON; 1 inci Or.Loj.Bşk.lığının tatbikata çıkacağını öğrenince, memur kadrosunun da haklı, gururlu yerini almasını talep etmiş, gerekirse sefer kadroda da yer alabileceğini sözlü olarak amirlerine iletmiştir. Durumu değerlendirilen personel Pl.Koor.Ş. bildirilmiş, Trakyada cereyan eden tatbikatlarda Ana Malzeme Elemanı (VHKİ.) olarak görevlendirilmiştir. Yaptığı görevler ve çıktığı tatbikatlar nedeniyle, bir çok takdir belgesine ve para ödülüne layık görülmüş, fikriyatı ile Üst Düzey Komutanlarının güvenini kazanmış, gördükleri karşısında duygulanmalarına vesile olmuş, sürekli biçimde, sadakat ile bağlılığını bildirmekten çekinmemiştir. Bağlı bulunduğu Başkanlığın bir çok kısmında ilgili Proje Subaylarına, Astsubaylara ve Sivil Memurlara yardımcı olmuş, tecrübelerinden ders çıkarmış, tecrübelerini aktarmış, öğretici olmuş, desteğini asla esirgememiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile omuz omuza verdiği mücadelesini ibadet olarak nitelendiren BENSON, halen 1 inci Or.K.lığı Loj.Bşk.lığı İkm.Ş. Ana Mlz.Ks. (VHKİ.) görevini içinde bulunduğu acı yüklü günlere rağmen amirlerinin takdirini kazanmak suretiyle yürütmeye devam etmektedir. Bekardır.
28 Temmuz 2009 Saat 24:00

DEĞİŞİM

Gelişen ve değişen dünya düzeni içinde; Çağdaş, Laik, Demokratik, Sosyal bir Hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yeryüzünde esen değişim rüzgarına entegre olmak adına harekete geçmiştir. Ancak; ülkeyi yönetenlerimiz, değişim adındaki küresel politikanın ne anlama geldiğini henüz çözemeden, gençliğimiz; okudukları Avrupa ve Amerika menşeili kitapların tesiri altına girerek yozlaşmaya başlamıştır. Değişimin ve mevcut sürecin neticesinde ortaya çıkan sonuçların esiri haline gelen beyinler, kültür erozyonuna uğramış, öz benliklerinden sıyrılmış, kimliklerini ve kişiliklerini kaybetmiş, ihtiraslarının kurbanı olmuş, yaşadıkları bu anlamsız duyguları Hürriyet ve Özgürlüğün bir gereği gibi algılamış, basitleşmiş, toplum içinde saygınlıklarını kaybetmişlerdir. Yitip gitmek üzere olan bedenleri algılama hatasından muzdariptir. Süre gelen hayatın içinde farkında oldukları, farkında olmadan ve manasız bir biçimde, algılama hatası ile beraber yaşadıkları enstantaneler acılara boğulmalarına neden olmuş, kabullenmek zorunda kalmışlardır. Ortaya bir yaşam biçimi olarak çıktığı varsayılan veya düşünülen bu durum, algılama hatası ile insan hayatını tehdit eder boyuta gelmiştir. Sonuç itibarıyla değerlendirdiğimizde; Beklentilerine ulaşamayan, kendilerini hayalleri ölçüsünde sorgulamaya başlayan beyinler; eğitimli, kültürlü, birikim sahibi oldukları savını ısrarla savunsalar da; eğitimi bir etiket, kültür kavramını Nobel ödüllü yazarların kitaplarını okumak olarak algıladıklarından olsa gerek, dibe vurmuş vaziyettedirler. Emperyalizmin kurduğu tuzak, anlatımlarınızla beraber alenen kesinleşmiş olup, çıkmaza girmenize neden olmuştur. Hepinize geçmiş olsun... KURTULUŞ: Bireylerin kişisel ve algılama hatasından kaynaklanan görüşlerinden uzaklaşması veya uzaklaştırılması, doğruya yönelmelerinin sağlanması neticesinde ortaya çıkacak bir sonuçtur. 04.02.2009 SAAT 21:35

ERMENİLERDEN NE İÇİN ÖZÜR DİLEYECEĞİZ?

Ben Türkoğlu Türküm. Baba soyundan Osmanlıyım. Vezir-i Azam Derviş Mehmet Paşanın torunuyum. Dedem İstiklâl Harbi Gazisi Ziya Bey. Orijinim Osmanlı, Tunaboylarından Anadolu topraklarına girmiş ve yerleşmiş bir ailenin oğluyum. Pekiyi ben ne uğruna ve kimlerin adına Ermeni Halkından özür dileyeceğim? Ben Cahilmiyim? Ben Kansızmıyım? Ben Hainmiyim? Bu kampanya'ya destek verenlerin bir bölümünün soyuna baktığınızda Ermeni ve Rum köklü olduğunu, gerçek birer Türk olmadıklarını göreceksiniz. Ülkemde yaşayan Ermeni azınlığın destek vermediği bir kampanya'ya sizler niye destek veriyorsunuz? Anlaşılır gibi değil. TBMM'ne çağrıda bulunuyorum. Derhal bir komisyon kurulması, Ermeni ve Rum Zulümüne maruz kalmış ailelerin tespiti elzem hale gelmiştir. Ailelerin devlet eli ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine müracaatı sağlanmalıdır. Bu iş başka türlü çözülmez. 20 ARALIK 2008 SAAT 21:30

EKONOMİK KRİZ ve TÜRKİYE

Değişen ve gelişen dünya düzeni içinde, yeni bir strateji belirlemeye çalışan Türkiye, dışarıdan ve içeriden yönlendirilen etkiler neticesinde, ekonomik kriz denilen hastalık ile boğuşuyor.Önce ABD üzerinden ülkemize ihraç edilen küresel politikaya bir göz gezdirelim. Etkilerini görelim.Şubat 2001 krizini yaşamış olan Türkiye; kredibilitesini kaybetmiş, banka sektöründe yaşanan yanlışlıklar ve halkın dövize olan talepleri ekonomik krize neden olmuştur. Bu kriz uzmanlar tarafından borç krizi olarak tanımlanmıştır.Sayın Kemal Derviş'in ülkeye gelmesi ile birlikte sağlanan mali disiplin, Merkez Bankasına kazandırılan özerk yapı ve uygulanan yeni politikalar ekonomide kredibiliteyi yeniden tesis etmiş, Dünya Bankalarından elde edilen krediler ile borç çevrilebilir hale getirilebilmiştir. Tedbirler palyatif olup, ekonomik sorun ötelenmiştir.ABD'nin bölgemizdeki politikaları ekonomimizi olumsuz yönde etkilemektedir. 11 Eylül 2001 tarihinde başlayan terör saldırıları Irak'ta yeni bir oluşuma neden olmuş, bölgede üç kutuplu yeni bir devlet tayin edilmiş, yönetimi kürt aşiretine teslim edilmiştir. Yapılan bu operasyon ile Türkiye pazarını kaybetmiştir. ABD ve İngiltere, operasyon neticesinde, yeni bir müttefik kazanmış, Kartellerini bölgeye göndererek Dünya'nın %65 petrol rezervleri üzerinde yeniden söz sahibi olmuşlardır. Musul ve Kerkük üzerindeki söz hakkımız elimizden alınmıştır. Bu operasyonun neticesi olarak Türkiye tamamen tehdit altına alınmıştır.Şubat 2001 krizinin yaralarını saramadan küresel ekonomi politikalarının etkilerini yaşayacağız ve yeni bir krize daha göğüs germek durumunda kalacağız.Küresel olduğu ifade edilen kriz; dünya piyasalarında daralmaya, işyerlerinin kapanmasına, işsizliğe ve resesyona neden olmuş, dünya devletlerini piyasaya kaynak aktarmaya zorlamış, gelişmekte olan ülkelerde paranın değer kaybına neden olmuş, borç stoklarını artırmıştır. Halkın durumuna baktığımızda dünya'nın bir çok ülkesinde eylemler yapılmakta, hükümetler istifaya veya seçime zorlanmaktadır. İzlanda'nın ekonomisi dibe vurmuştur.Kemal Derviş durumun beklenilenden daha kötü olacağını ifade etmiştir.Büyük Türk Milleti!Yaşanacak olan global kriz ülkemizi iç ve dış borç stoklarından mütevellit etkilecektir. Pazar payındaki daralma; işyerlerinin kapanmasına, istihdam oranının düşmesine neden olacak, bankalar kaynak bulamaz hale gelecek ödeme güçlüğü çekecektir. Bu durum; döviz kurlarının yükselmesine, İMKB'da bulunan kağıtların değer kaybetmesine, faizlerin yükselmesine ve ekonomide resesyon (Durgunluk Hali)'a sebebiyet verecektir.Arkasından Yüksek Enflasyon ve Devalüasyon kaçınılmaz olacaktır. Hükümetimiz IMF ile anlaşamaz ise kriz dayanılmaz noktaya gelecektir.Kesin kurtuluş yolu IMF reçetelerinden geçmemektedir.Öyle ise iktisat bilgimizi gözden geçirelim.Ekonominin ayakta kalmasını sağlayacak Sermaye elde edilmeden, Üretim, Yatırım ve İstihdama yönlendirilmeden, Özel Sektörün önündeki her türlü engel kaldırılmadan ve teşvik edilmeden, güçlü bir pazar bulmadan, pazardan elde edilecek gelir düzeyinden yedek akçe ayırmadan, gerçekçi bir büyüme sağlanmadan, güçlü bir ekonomiden söz etmeniz mümkün değildir.Mevcut yer altı ve yer üstü kaynaklarımızı ülkemizin yeniden inşası için gün yüzüne çıkarmadan bu konuda başarılı olmamız imkansızdır.Ülkemizi dışa bağımlılık sarmalından bir an önce kurtarmalıyız.Ülkemizin Altın Madenlerini ülke hazinemize kazandırmalıyız.Karamsar olmamalı, vakit geçirmeden Milli bir Seferberlik anlayışı içinde, topyekûn mücadele etmeliyiz. Vatandaş olarak Ankara (Hükümet)'dan eylem planı bekliyoruz. Kaybedilecek zaman kalmamıştır."Türk Milleti Hazır Ol." Gün bu gündür.
14 ARALIK 2008 SAAT 21:25

Nevval SEVİNDİ ile Fikir Paylaşımı !...

Sayın Nevval SEVİNDİ, Ülkemizin dünya konjonktüründeki yeri dikkate alındığında misyon ve vizyon sahibi, ülke sorunlarını yerinde tespit etmiş, programlarını bu sorunlara göre hazırlayıp, çözüm üretecek ve kısa süre içerisinde problemleri çözecek bir lidere ihtiyacı olduğu malumunuzdur. Ancak bir gerçek var ki; ülkemiz iç savaşa doğru sürüklenmek isteniyor. Bu durumun arkasında emperyalist güçler olduğu da kesin. Memleketimin bölünmesi işlerine geliyor. Bu duruma rağmen hala bir önlem alınmış değil. Avrupadan yükselen sese kulak verdiğimizde bizlere şu kelimeler gönderiliyor. Türkiye'de Türkiye Cumhuriyetini yönetecek aklı başında insan yok mu, kadrolar yok mu? Ne utanç verici değil mi? 85 yıllık Türkiye Cumhuriyeti Siyasi Tarihini incelediğimde kısır çekişmeden, partilerin kadrolaşmalarından, çıkar çevrelerine hizmetten, halkın geleceğini karartmaktan başka ne yapmışlar. İşi bilmeyen yöneticiler makam koltuklarından hefeslerini almış, nüfuz sahibi olmuş. Ülkeye zaman kaybettirmiş. Bu millete yazık günah değil mi? Bu rezalet acaba ne zaman sona erecek? Lütfen oy kullanmayan %60 kesime kulak verin. İktidara gelmeniz halinde bu sahipsizliğe bir son verin. Çünkü bizi yönetenler Türkiye Cumhuriyetini kabile devleti zannediyor. Gönderim Zamanı: 01-11-2008 15:20:54